Okul öncesi dönem, çocukların en hızlı gelişim gösterdiği ve kişiliklerinin temellerinin atıldığı kritik bir süreçtir. Bu dönemde verilen eğitim, yalnızca akademik becerileri değil; aynı zamanda sosyal, duygusal ve yaratıcı gelişimi de desteklemelidir. Son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de adından sıkça söz ettiren Reggio Emilia yaklaşımı, çocukların yaratıcılığını ön planda tutarak onları birey olarak tanıyan ve değer veren bir eğitim modeli sunar.
Peki bu yaklaşımın yaratıcı düşünmeyi nasıl desteklediğini hiç düşündünüz mü?
Reggio Emilia yaklaşımının temelinde şu fikir yatar: Her çocuk doğal bir şekilde yaratıcıdır. Bu yaratıcılığın ortaya çıkması içinse çocuğun özgür bir ortamda kendini ifade edebilmesi gerekir. Buna göre çocukların tek bir doğru cevaba ulaşmaları beklenmez. Bunun yerine kendi yollarını, kendi yöntemleriyle bulmaları teşvik edilir.
Kartepe’de Yaratıcı Bir Eğitim Ortamı: Hayal Anaokulu
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde hizmet veren Hayal Anaokulu, Reggio Emilia ilhamlı eğitim modeliyle çocukların yaratıcılığını destekleyen örnek kurumlardan biridir. Doğayla iç içe bir eğitim ortamı, sanatla harmanlanmış etkinlikler ve her çocuğun bireysel öğrenme sürecine saygı gösteren bir anlayış, Hayal Anaokulu’nun temel değerleri arasındadır.
Çocuklar burada sadece öğrenmez, üretir. Kendi projelerini tasarlayan, materyalleri dönüştüren, doğayı inceleyen minikler; hem eğlenir hem de kendilerini özgürce ifade eder.
Yaratıcılığın Temeli Sevgi ve Özgürlüktür
Okul öncesi çağda çocuklara sunulan yaratıcı ortamlar, onların tüm yaşamları boyunca problem çözme, farklı bakış açıları geliştirme ve özgün düşünme becerilerinin temelini atar. Reggio Emilia yaklaşımı, bu süreci doğallıkla, çocuk odaklılıkla ve estetikle birleştirir.
Eğer siz de çocuğunuzun yaratıcı yönünü destekleyecek, birey olarak değer göreceği bir okul arıyorsanız; Reggio Emilia ilhamlı bir anaokulu olan kurumumuzu ziyaret etmenizi isteriz. Unutmayın; her çocuk bir sanatçıdır yeter ki onun yaratıcı sesi duyulsun.
